Sen Neye Aşık Oluyorsun?
Herkes aşık olur… ama neye aşık olduğunu bilmek, bambaşka bir farkındalık ister. Kimi zeka karşısında titrer, kimi bakışlarda erir. Kimi sıra dışı ruhlara tutulur, kimi sadece huzura. Peki sen neye kaptırıyorsun kalbini? Güzele mi, gizeme mi, yoksa tamamen kendi yarana dokunan birine mi?
Hadi teste!
1. Öncelikle cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını seçer misin?
3. Birini ilk kez gördün. Seni en çok ne etkiler?
4. Birinden mesaj geldiğinde ilk dikkat ettiğin şey?
5. Kırıldığında nasıl davranırsın?
6. Aşk senin için daha çok neye benziyor?
7. Birine karşı en zayıf noktan ne?
8. Aşkta seni en çok korkutan şey ne?
9. Biriyle vakit geçirirken en çok neye dikkat edersin?
10. Sana göre ideal aşk nasıl başlamalı?
Sen zekaya aşık oluyorsun!
Aşkın en saf haliyle yüzünü, değil kalbinin derinliklerinde, zihnin uçsuz bucaksız labirentlerinde buluyorsun. Sıradan bir flörtten çok daha fazlasını arzuluyorsun; entelektüel bir bağ, zihinler arası bir dans istiyorsun. Karşındaki kişiyle girdiğin derin konuşmalar, sıra dışı bakış açılarına sahip olması, senin için aşkın en önemli parçalarından biri. Bu, bir yüzün güzelliğine değil, bir zihnin derinliklerine tutulmak demek. Aşkın tarifini yaparken, kalbinin atışlarından çok zihnin çarklarının dönmesine bakıyorsun. Bu yüzden aşk, senin için bir flörtten çok daha öte; bir fikir alışverişi, bir bilgi paylaşımı, bir zihinler arası bağ. Aşk, senin için iki beynin dansı. Bu dansın ritmi, herkesin kalbinde aynı şekilde atmayabilir. Ancak senin için bu dans, aşkın en saf, en gerçek hali. Ve bu dans, kolay kolay herkeste başlamıyor. Ancak başladığı zaman, tüm dünyayı unutup sadece bu dansa odaklanıyorsun.
Sen karşındakinin kalbine aşık oluyorsun!
Görkemli giysiler, etkileyici unvanlar, yüksek sosyal statüler... Senin için bunların hiçbir önemi yok. Çünkü senin gözlerin, bir insanın ruhuna dokunabilen, onun en içten gülümsemesini yakalayabilen birer kristal küre. Ve eğer biriyle bu derin bağlantıyı kurabiliyorsan, işte o zaman her şey tamamdır senin için. Sevgin, bir okyanusun derinliklerine benziyor. Bazen kendin bile şaşırıyorsun, nasıl oluyor da bu kadar yoğun, bu kadar derin hissedebiliyorsun diye. Ama işte sen böylesin. Kalbin, bir sevgi denizi ve sen, bu denizin derinliklerinde kaybolmuş bir denizci. Ama senin aradığın aşk, sıradan bir aşk değil. Senin aradığın, gerçek bir bağ. İçten, zarif ve sonsuz. Bir başkasının ruhuna dokunabilme, onunla bir bütün olabilme arzusu... İşte senin aşk anlayışın bu. Ve bu yüzden, senin aşkın, diğerlerinden çok daha özel, çok daha değerli.
Sen yaralara aşık oluyorsun!
Sen, aşkın en karmaşık ve en hassas haliyle tanışıyorsun. İnsanların kırık, yaralı yanlarına, acılarına, hüznüne aşık oluyorsun. Onların yaralarını sarıp sarmalamak, acılarını dindirmek, hüzünlerini sevince dönüştürmek için çabalıyorsun. Bu senin için aşkın en dokunaklı, en gerçek hali. Ama unutma ki, herkesin yarasını sarıp iyileştiremezsin. Herkesin acısını dindiremezsin. Herkesin hüznünü sevince dönüştüremezsin. Çünkü aşk, her zaman iki eksik parçanın birbirine tutunması, birbirini tamamlaması değildir. Bazen aşk, iki tamam insanın el ele verip, birlikte yürümesi, birlikte hayatı keşfetmesi, birlikte mutluluğu paylaşmasıdır. Bu yüzden aşkta dikkatli olmalısın. Kendi tamamlığını başkasında aramamalısın. Kendi mutluluğunu başkasının mutluluğuna bağlamamalısın. Kendi iyiliğini başkasının iyiliğine endekslememelisin. Çünkü aşk, iki tamam insanın bir araya gelmesi, birlikte bir bütün oluşturmasıdır.
Sen gizeme aşık oluyorsun!
Senin aşk hayatın bir gizem romanı gibi. Kalbin, sessiz ve derin sulara daldırılmış bir hazineyi arayan bir dalgıç gibi. Anlaşılması zor, karmaşık kişilikler, senin kalbini çalan hırsızlar gibi. Onlar ne kadar sessiz ve derin olurlarsa, senin için o kadar çekici hale geliyorlar. Birisi sana mesafe koyduğunda, bu senin için bir meydan okuma oluyor. Onlar ne kadar uzaklaşırsa, sen de o kadar yakınlaşıyorsun. Senin için aşk, bir labirent gibi. Bir çıkış yolu bulana kadar içinde kayboluyorsun. Ama unutma ki, her şeyin bir sonu vardır. Bazen, karmaşık bir bilmecenin çözümü yerine, basit ve net bir cevap da huzur verir. Aşkın da, tıpkı bir bilmecenin çözümü gibi, net ve açık olabileceğini unutma.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın