Harcama Alışkanlıklarınıza Gizlice Yön Veren 12 Psikolojik Etki
Ara sıra kendinizi neden olduğunu bilmeden gereksiz yere para harcamış halde mi buluyorsunuz? Aslında bazen bu tür harcamaların arkasında izlediğiniz bir reklam, arkadaşınızdan duyduğunuz bir cümle ya da mağazada çalan müzik olabilir. Hepsi zihnimizde yer edinerek bize rol oynayan bu faktörler, bizi bilinçsizce fazla para harcamaya sürükleyebilir. Bu nedenle bu faktörlerin farkında olmak çok önemli.
İşte harcama davranışlarımızı etkileyen başlıca psikolojik faktörler!
1. İndirim Etkisi
Psikolojik olarak daha önceki fiyatını bildiğimiz bir şey ucuzladığında, ihtiyacımız olmasa da almak isteriz. 'Çapa Etkisi' olarak adlandırılan bu durum, karar verme aşamasında başlangıçta sunulan bilgiye odaklanmaktan kaynaklanır. Dolayısıyla bir şeyin fiyatının 1.500 TL'den 1.000 TL'ye inmesi gayet makul bir durumdur ve o an asla kaçırılmayacak fırsat olarak algılanabilir.
2. FOMO Etkisi
Genellikle finans dünyasında kullanılan 'FOMO' kavramı harcama alışkanlıkları üzerinde de etkilidir. 'Fear of Missing Out' olarak bilinen bu durum, bir şeyleri kaçırma korkusuyla acele hareket etme riski taşır. Örneğin; sosyal medyada sık sık gördüğümüz ve herkesin satın aldığı şeyler, genellikle ilgimizi daha çok çeker ve bizi FOMO'ya sürükler. Çünkü sezon veya trend geçmeden satın alınması gereken ürünler listesini şişirir.
3. Sürü Psikolojisi
Sürü psikolojisi aslında FOMO'ya benzer çünkü ihtiyacımız olmayan ürünleri, sırf başkaları aldığı için satın almamızla sonuçlanır. Özellikle yakın arkadaş çevresi ve sosyal ilişkiler bu durum üzerinde oldukça etkilidir. Yakın arkadaş çevrenizle alışverişe çıkıp, gün sonunda gereksiz yere aldığınız bir sürü şeyi düşünün. Bu tür durumların hepsi sürü psikolojisine örnek gösterilebilir.
4. Bedava Düşüncesi
Markaların sunduğu kampanya ve indirimlerin çoğu aslında hayalden ibarettir, çünkü herhangi bir gerçeklik taşımaz. Çoğu kampanya ve indirim de aslında o kadar avantajlı değildir. Fakat bu tür kampanyalar sunulduğunda veya elimizde bazı indirim kuponları olduğunda bazı şeyleri bedavaya getirdiğimizi düşünürüz. Bu da bizi daha fazla harcamaya teşvik ederek cebimizden eksiltir.
5. "Bunu Hak Ettim" Düşüncesi
Uzun süreli çalışma saatlerinin sonunda insan zaman zaman kendini ödüllendirmek ister. Bunun için de 'hak ediyorum' düşüncesi arkasına sığınarak alışveriş yapmaya başlar. Sonuçta istediği şeyleri almadıktan sonra para kazanmanın ne anlamı vardır, öyle değil mi? Bu düşünce doğru olsa da sırf hak etme bahanesiyle harcama yapmak doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü gereksiz harcamalar yapmakla sonuçlanır.
6. Alışveriş Terapisi
Alışveriş yapmanın kişiye kendini iyi hissettirme etkisi vardır fakat bu etki genellikle kısa sürelidir. Özellikle duygusal boşlukları doldurmak ya da yaşanan mutsuzlukları göz ardı etmek için alışveriş yapmak oldukça yaygın bir durumdur. Ancak duygusal açıkların yeri alışverişle doldurulmaya çalışılınca, bireysel hesaplarda da fazla açılmalar söz konusu olabilir. Çünkü bu tür harcamaların çoğu düşüncesiz şekilde yapılır, gün sonunda ise fayda sağlamaktan çok zarara neden olur.
7. Düşük Fiyat Etkisi
Benzer ürünlerden birinin daha ucuz veya daha avantajlı olması, gereksiz harcama riskini artırır. Çünkü aslında aklımızda hiç olmayan bir şeyi, gözümüzde avantajlı hale getirerek satın alınabilir yapar. Dolayısıyla karar verme şeklinin bu şekilde manipüle edilmesi de markaların sıklıkla kullandığı, tüketimi teşvik eden bir yöntemdir.
8. Kıtlık Hissi
Reklam kampanyalarının çoğundan aşinasınızdır. 'Son 2 gün', 'Son 1 hafta' gibi uyarılar sıklıkla kullanılır. Aslında bu uyarılar beyinde alarm zillerinin çalmasına neden olur. Dolayısıyla bilinçsizce fırsatın kaçacağına, tüm ürünlerin biteceğine ve elimize hiçbir şey kalmayacağına inanırız. Gün sonunda da kendimizi gerçekten ihtiyacımız olmayan bir ton şeyi satın almış olarak bulabiliriz.
9. Para Harcamama Düşüncesi
Kredi kartları ve hediye kartları kişiye aslında para harcamadığını düşündürür. Dolayısıyla daha fazla harcamaya teşvik eder. Aslında kredi kartları doğru kullanımda birçok avantaj sağlasa da düşüncesizce harcama yapmak asla doğru değildir. Çünkü ay sonunda kesilen ekstrenin planlanandan fazla olmasıyla sonuçlanır. Ayrıca bu meblağın hepsi cebimizden çıkar, sadece anlık olarak çıkmıyor gibi görünür.
10. Küçük Harcamaların Önemsizliği
Bir diğer riskli konu ise ufak harcamalardır. Ufak tefek kahve, su, market harcamaları ve diğer giderler gözümüze fazla görünmez. Fakat bu harcamalar sık sık tekrarlandığından gün sonunda oldukça yüksek bir bakiyeye denk gelir. Anlık olarak toplamı düşünmediğimizden fazla harcamadığımızı sanarız. Bu da bütçe deliklerini artırır.
11. Sınır Koyma İlüzyonu
Bazı marketlerdeki ve reklam kampanyalarındaki 'En fazla kişi başı 2 adet' gibi sınırlar, bizi bilinçsizce daha fazlasını istemeye iter. Normalde 1 adet alacağımız şeyi, sırf bu uyarı sebebiyle 4-5 adet almamıza neden olabilir. Çünkü insan beyni sınırları ve kuralları yıkmak üzerine kuruludur. Bu tür bir limit uyarısı bile ihtiyaç dışı tüketimi artırabilir.
12. Ambalaj Etkisi
Ürünlerin parlak renkli ambalajları, büyük fontlu yazıları ve çekici reklam görselleri bizi istemeden kendilerine çeker. Birçok markanın paket ve ambalaj başta gelmek üzere tasarımcılarına ayırdığı ciddi bir bütçe vardır. Bu bütçenin karşılığı ise tüketiciyi etkileyerek kendine çekmek ve ihtiyacı olmasa bile satın alım yapmaya itmektir.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın