Duygularını Bastırmanın Sebebi Ne?
Bazen bir gülümsemenin ardına sakladığımız acılar olur, bazen bir “iyiyim”in içinde fırtınalar kopar. Duygularını ifade etmek yerine bastırmayı mı tercih ediyorsun? Peki, bu bastırmanın altında yatan temel neden ne olabilir? Bu test seni anlamaya, kendi içine doğru bir yolculuğa çıkarmaya geliyor. Vereceğin cevaplara göre seni duygularını bastırmaya iten temel nedeni ortaya çıkarıyoruz. Kendinle yüzleşmeye hazırsan, başlayalım!
1. En yoğun duygusal anında ne yaparsın?
2. Biri sana “Nasılsın?” dediğinde, gerçekten nasılsan onu mu söylersin?
3. Seni en çok ne zorlar?
4. Duygusal filmler seni nasıl etkiler?
5. Birine güvendiğinde ne hissedersin?
6. “Zayıflık” senin için ne ifade eder?
7. En son ne zaman ağladığını hatırlıyor musun?
8. Ailenin duygular konusundaki yaklaşımı nasıldı?
9. Bir tartışma sırasında nasıl tepki verirsin?
10. “Duygularını bastırmak” deyince aklına ilk ne geliyor?
Güçlü Görünme İhtiyacı
Duygularını bastırmandaki en temel sebep, güçlü görünme zorunluluğun. İnsanlar seni dirayetli, soğukkanlı, kontrolü elinde tutan biri olarak tanıyor olabilir. Bu imajı korumak için kırılgan yanlarını göstermeyi bir zayıflık gibi görüyorsun. Aslında bu bir savunma mekanizması; hayal kırıklığı, küçümsenme ya da acizlikle anılmaktan korkuyorsun. Bu yüzden içinden geçenleri açıkça paylaşmak yerine kendini geri çekmeyi tercih ediyorsun. Ne zaman ağlasan ya da birine içini açsan, o an kırılgan değil, “zayıf” olduğun hissine kapılıyorsun. Ama unutmamalısın: gerçek güç, duyguları bastırmakta değil, onlarla baş edebilmektedir. Senin için en önemli adım, 'her zaman güçlü olmalıyım' inancını sorgulamak. Bazen duygularını göstermek, insanlara değil, kendine verdiğin en büyük güç göstergesidir. Unutma, insan olmak duygusal olmak demektir.
Kontrol Kaybı Korkusu
Senin duygularını bastırmana sebep olan şey, kontrolü kaybetmekten duyduğun derin korku. Duyguların yoğunluğu seni fazlasıyla ürkütüyor ve bu yüzden onları dizginlemeyi seçiyorsun. Bunu yaparken her şeyi kontrol altında tuttuğunu düşünüyorsun, fakat bastırılan duygular zamanla birikir ve içsel baskı yaratır. İfade etmediğin her duygu, iç dünyanda bir patlamayı bekleyen sessiz volkanlara dönüşüyor. Gözyaşlarına, kırgınlıklarına, öfke ve özleme dair her şeyi içinde tutuyor, dışa yansıtırsan kontrolü kaybedeceğini sanıyorsun. Bu nedenle çoğu zaman robot gibi davranıyor, kendini duygusal durumlara kapatıyorsun. Ama unutma ki duygular seni yıkmak için değil, yaşatmak için var. Kontrol kaybı korkusu, aslında sana duygularını tanımadığını söylüyor. Onlarla tanıştığında, korkulacak bir şey olmadığını da göreceksin. Duyguların seni değil, sen onları yönetecek güce sahipsin.
Geçmişteki Duygusal Yaralar
Senin duygularını bastırma sebebin geçmişte yaşadığın duygusal yaralar. Belki bir çocukluk travması, belki güvendiğin birinin seni hayal kırıklığına uğratması, belki de açıkça ifade ettiğin bir anda incinmiş olman... Ne olduysa, bir yerlerde “duygularımı gösterirsem canım yanar” diye öğrendin. Bu deneyimler seni temkinli biri haline getirdi. Şimdi birine içini açmak, duygularını anlatmak seni korkutuyor çünkü eski yaraların yeniden açılmasından çekiniyorsun. Kimi zaman bu yaralar öyle görünmez hale gelir ki, varlıklarını bile unutursun ama etkilerini hâlâ hissedersin. Şunu bilmelisin ki, iyileşmenin ilk adımı duygularına tekrar dokunabilmektir. Bastırmak yerine kabul ettiğinde, geçmiş seni değil, sen geçmişi yönetmeye başlarsın. Artık o eski yara değilsin; daha güçlü, daha bilinçli ve duygularına sahip çıkabilecek birisin.
Sevilmeme Kaygısı
Senin duygularını bastırmana neden olan en derin şey, sevilmeme korkusu. Hislerini açıkça ifade ettiğinde insanların senden uzaklaşacağından, seni yargılayacağından ya da anlayamayacağından endişeleniyorsun. Bu yüzden ne kadar içinden taşsa da, duygularını yutmayı seçiyorsun. İç dünyanda büyük bir onaylanma arzusu var. İnsanlara “iyi, güçlü, mutlu” görünmek senin için bir hayatta kalma stratejisine dönüşmüş. Gerçek duygularını gösterdiğinde değerinin azalacağını düşünüyorsun. Belki de zamanla kendi duygularına bile yabancılaştın, çünkü onları bile “fazla” görüyorsun. Ama sevgi, sen bastırdığında değil, kendini olduğun gibi gösterdiğinde gerçek olur. Korkuların seni yönlendirmesin. Seni sen yapan duygularınla barıştıkça, hem kendine hem de başkalarına daha sahici bir sevgi sunabileceksin. Sevilmeye en çok, kendin olabildiğinde layıksın.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Geçmişteki Duygusal Yaralar...